İran Caddesi, Konur İş Merkezi, D:13/21, 06680 Kavaklıdere, Ankara

Üriner Sistem Enfeksiyonlari

Prof. Dr. Önder Yaman > Hasta Bilgilendirme > Temel Üroloji > Üriner Sistem Enfeksiyonlari

Üriner Sistem Enfeksiyonları

Tıp pratiğinde enfeksiyonlar arasında en yaygın görülenlerden birisi de üriner sistem enfeksiyonlarıdır. ABD’deki istatistiklere göre üriner sistem enfeksiyonları  hastane koşullarında edinilen enfeksiyonların başında gelir. Enfekte üriner sistem bakteriyemi ve sepsisin en önemli kaynağıdır.

Üriner sistemin normalde bakteriyel flora bulunan tek bölümü üretradır. Üreterovezikal bileşkenin proksimalinde idrar steril olup assendan olarak mesaneye ulaşan bakteriler de mukozal savunma mekanizmaları ve idrar akışının mekanik temizleme etkisi ile uzaklaştırılır.

Üriner sistem enfeksiyonları, üriner sistemin fonksiyonel – anatomik patolojileri ve/veya anomalileri ile beraber bulunabilir ve bu durumda komplike üriner enfeksiyonu tanımı kullanılır. Non-komplike infeksiyonlar ise üriner sistemi tamamen normal olanlarda görülür ve erkeklerde nadirdir.

Erişkin yaşta üriner sistem enfeksiyonları kadınlarda evlilik ve seksüel aktivite ile birlikte artar. Gebelerde üriner sistem enfeksiyonları prevalansı %4,7 iken, gebe olmayanlarda %1-5’dir. Erişkin  reprodüktif kadınlarda ÜSİ erkeklere oranla daha fazladır(E/K= 1/50). Bu oran 65 yaşa doğru E/K= 1/2’ye düşer. Yaşın ilerlemesi ile birlikte enfeksiyon sıklığındaki artış; eşlik eden sistemik hastalık (DM,KBY,KC Parankim Hastalığı vb) sıklığının artması, hastane ve kronik bakım evlerinde kalış oranının artması ve yaşla orantılıdır. Erkeklerde yaşla birlikte ÜSİ’nin artması infravezikal obstrüksiyona (BPH) ve prostatta antibakteriyel aktivitenin azalmasına bağlıdır.

Üriner sistem enfeksiyonlarını bir kadın hastalığı yapan faktör üretranın anatomik yapısıdır. Kadın üretrası kısa olup (4 cm) bakterilerin yoğun şekilde kolonize olduğu vulva çok yakındır. Bu nedenle bakterilerin mesaneye girişi daha kolay olur. Ayrıca reprodüktif dönemde üretranın vaginaya yakın oluşu özellikle cinsel ilişki ve doğum sırasında üretrayı travmaya açık bırakır. Bu yüzden non-komplike ÜSİ kadınlarda seksüel aktivite ve doğum olayı ile çok yakın ilişkilidir. Genç kadınlarda seksüel aktivitenin başladığı dönemde görülen balayı sistiti ve rahibelerde ÜSİ’nin çok nadir görülmesi bunlara örnek olarak gösterilebilir.

Çoğunlukla kadınlarda görülür ve dizüri, pollaküri, pyüri,bakteriüri ile seyreder. Tekrarlayan üriner sistem enfeksiyonu olan hastalarda, adezyona daha fazla eğilim ve vajinal kolonizasyonun yüksek prevalansı gibi intrensek risk faktörleri ve/veya özellikle spermisitle beraber diafram kullanımı gibi ekstrensek risk faktörleri bulunabilir. Bazı kadınlarda seksüel aktivite ve 24-48 saat içinde başlayan akut sistit arasında korelasyon vardır.

Akut sistitte tedavinin amacı semptomların hızla giderilmesi, morbiditenin azaltılması ve sık rekürrenslerin efektif profilaksisidir.

Geçmişte yapılan çalışmalar tek doz ya da 3 güne kadar olan kısa süreli tedavilerin yeterli olduğunu ve daha fazla uzatmanın gerekli olmadığını göstermiştir. Bu şekilde bir uygulamanın avantajları iyi hasta uyumu, düşük maliyet, daha az yan etki ve periüretral, rektal ve vajinal florada rezistan suşların gelişmesine neden olabilecek kolonizasyonun azaltılması olarak sayılabilir. Sadece kısa dönem tedavinin başarısız olduğu hastaların ürolojik açıdan ileri tetkiki gerekli olarak kabul edilebilir.

Ateş, yan ağrısı, piyüri, bakteriüri ve/veya alt üriner sistem semptomları ile tanı konulan akut pyelonefrit vakalarında, renal parankimal hasar ve renal skar gelişimini engellemek için özellikle çocuklarda ve adölesanlarda efektif antibakteriyal tedavi mümkün olduğu kadar erken başlanmalıdır. Akut pyelonefriti nonkomplike olarak sımflandırabilmek için, üriner sistemde fonksiyonel ya da anatomik anomaliler USG veya diğer uygun yöntemlerle dışlanmalıdır. Özellikle akut nonkomplike pyelonefritin en sık nedeni olan E-coli ‘ye karşı etkili olan antibiyotikler hastanın durumuna göre (bulantı, kusma vs.) parenteral ya da oral yoldan kullanılır.

Eğer fokal pyelonefrit ya da abse gelişimi BT ya da MG 3 sintigrafı ile gösterildi ise, bu durumda 4-6-8 haftaya uzayan daha uzun süreli tedavi gerekebilir. Aksi takdirde kısa aralıkla sık rekürrensler görülebilir.

ÜSİ; üriner sistemde anatomik ya da fonksiyonel anomali varlığı, renal parankimal hastalık veya altta yatan ÜSE’nuna zemin hazırlayan diğer hastalıklar durumunda komplike ÜSE olarak sınıflandırılır. Komplike ÜSE’larının tedavisinde amaç efektif antibakteriyal tedavinin yanında en kısa sürede normal ürodinami ve böbrek fonksiyonlarının sağlanmasıdır. Bu rekürrenslerin engellenmesinin yanında ürosepsis gelişimini engellemek içinde önemlidir. Hospitalizaston gereken veya komplike ÜSE da, nonkomplike sistit ya da pyelonefritten çok daha geniş çeşitlilikte bakteriyel etkenler söz konusudur. E-colinin yanında diğer enterobakteriler, Psödomonas spp, Enterokoklar ve Stafilokoklar önemli rol oynar. Bununla birlikte bakteriyel spektrum hastaneden hastaneye ve günden güne değişebilmektedir.

Patojenler içinde N.gonorea, Chlamydia trachomatis, Mycoplazma genitalis ve Trichomonas vajinalis sayılabilir.

Diğer cinsel yolla bulaşan hastalıklarda olduğu gibi, reenfeksiyonu engellemek için partner tedavisi mutlaka gerekir. Üretriti olan hastalar tedavi süresince ve semptomlar devam ettiği sürece cinsel ilişkiden uzak durmalıdır.

  • Prostatit

Prostatit sendromu ürolojide tanısı ve tedavisi en güç durumlardan biridir. Literatürde tüm erkeklerin %35-50’sinin hayatlarının bir döneminde bu duruma maruz kaldığına dair bildiriler vardır.

  1. Kategori – Akut bakteriyel prostatit
  2. Kategori – Kronik bakteriyel prostatit
  3. Kategori – Kronik pelvik ağrı sendromu (KPPS):     KPPS.İnflamatuar     ve      KPPS.Non-inflamatuar
  4. Kategori – Asemptomatik inflamatuar prostatit

Tabidirki prostatit tedavisi de doğru konulmuş ve iyi kategorize edilmiş nedene yöneliktir.

  • Epididimit ve Orşit

Epididimit, ağrı ve şişliğe neden olan epididimin inflamasyonudur. Hemen daima tek taraflı olup başlangıcı nispeten akuttur. Bir çok vakada inflamatuar proçes testiside tutar ve epididimo-orşit adını alır. Diğer taraftan testisin inflamatuar proçesi, özellikle viral kökenli orşitler de epididimi tutabilir. Testisin ve epididimin inflamatuar proçesleri başlangıcına göre akut ve kronik olarak sınıflandırılmalıdır. Testiküler tutulum durumunda kronik inflamasyon testiküler atrofı ve spermatogenezin yıkımı ile sonuçlanabilir. Epididimoorşit komplikasyonları, abse oluşumu, testiküler infark, testiküler atrofı, kronik epididimal endurasyon gelişimi ve infertilite olarak sayılabilir.

Cinsel yolla bulaşan mikroorganizmalanın neden olduğu epididimitler çoğunlukla seksüel olarak aktif erkeklerde görülür. Epididimit vakalarının çoğu genellikle sık görülen üriner patojenlere bağlı olup akut epididimitin en sık nedeni bakteriüriye neden olan mikroorganizmalardır. Mesane çıkışı obstrüksiyonu (prostat hastalıkları) ve ürogenital malformasyonlar bu çeşit enfeksiyonlar için risk faktörleridir.

Hekim için epididimit ve spermatik kord torsiyonu arasında ayırıcı tanının acilen yapılması zorunludur ve bunun için hastanın yaşı, üretrit hikayesi, klinik bulgular ve testiküler kan akımının doppler ile değerlendirilmesi gibi bütün bulgular kullanılmalıdır.

Cinsel  aktif genç erkeklerde chlamydia trachomatis ve BPH ya da diğer miksiyon bozuklukları olan yaşlı erkeklerde çoğunlukla üropatojenler etyolojik ajanlar olarak karşımıza çıktığından ampirik tedavide antibiyotik seçimi buna göre yapılmalıdır. Bu nedenle antibiyotik tedavisi öncesinde, mikrobiyolojik araştırma için üretral örnek ve orta akım idran alınmalıdır.

C.trachomatis epididimitlerinde aynı zamanda seksüel partnerde tedavi edilmelidir. Etken olarak üropatojenler bulunduğunda miksiyon bozuklukları hakkında araştırma yapılmalı ve relapsı engellemek için düzeltilmelidir. Abse formasyonu gelişen epididimit ve orşitlerde cerrahi olarak tedavi edilmelidir. Aynca kronik epididimitin bazen ürogenital tüberkülozun ilk klinik bulgusu olarak ortaya çıkabileceği de unutulmamalıdır.

Detaylı bilgi ve randevu için tıklayınız.