İran Caddesi, Konur İş Merkezi, D:13/21, 06680 Kavaklıdere, Ankara

Mikropenis

Mikropenis

Mikropenis terimi; morfolojik olarak yapısı tamamen normal (normal yerleşimli üretral meatus) fakat gerilmiş uzunluğu (pubis-glans ucu ölçümü) kendi yaş grubuna göre tespit edilmiş ortalama

mikropenis

değerlerin 2,5 SD altında olan penis boyutunu tanımlamaktadır. Bu patoloji bazen mikropenis olarak da adlandırılan küçük fakat hipospadiak penisten ayırtedilmelidir.

Mikropenisin klinik önemi, tanısı konulmadığı ve tedavi edilmediğinde ölümle sonuçlanabilen multipl pituiter hormonal yetmezliğin tek göstergesi olabilmesidir. Ayrıca bazı olgularda malign potansiyele sahip disgenetik testiküler dokuların varlığına işaret eder.

Altta yatan neden ne olursa olsun yapılması gereken penisin hormonal stimülasyon ile infantın ileride normal bir erkek olarak gelişip gelişemeyeceğine ya da cinsiyetin yeniden değerlendirilmesine karar vermek olmalıdır. Ayrıca hastaların ve ailelerin penis boyutlarının yeterliliği ile ilgili duyduğu psikolojik kaygılar bu olguların tedavisinin önemini daha da arttırmaktadır.

Mikropenis; küçük hipospadiak penis dışında sık görülen 2 patolojiden daha ayırt edilmelidir.

Bunlardan biri skrotal kesenin penis gövdesinin ventral yüzüne kadar uzandığı ve penis boyunun küçük olduğu izlenimini veren ve “webbed skrotum” olarak adlandırılan durumdur. Skrotum boyunca normal gelişmiş korporal cisimlerin palpasyonu bu tanıyı doğrular. Bu anormal görünüm rekonstrüktif operasyonlarla kolaylıkla düzeltilebilir.

Daha sık görülen ve ayırt edilmesi daha zor olan diğer bir sorun ise penis gövdesinin prepubik yağ dokusu içine gömülü olduğu ve dışarıdan sadece prepusiumun göründüğü gömük penisdir. Bu durumda organın gerçek boyu içine gömülü olduğu yağ dokusunun geriye çekilmesi ve penisin ortaya çıkarılması ile anlaşılabilir. Bu sorun genellikle çocuğun büyümesi ve kilo kaybı ile kendiliğinden düzelir fakat bazı ilerlemiş olgularda operasyon gerekebilir.

Mikropeniste, gerilerek ölçülen penis boyu ortalama değerlerin 2,5 SD altında olduğu için bu kişiler, normal populasyon dağılımının %99,4’ünün sahip olduğu penis boyu sınırlarının dışında kalan kişilerdir.

Zamanında doğmuş bir yenidoğanda gerilerek ölçülen penis boyu 3,5 cm’dir . Doğumda ölçülen gerilmiş penis boyunun 1,9 cm’den küçük olması mikropenis tanısı için yeterlidir. Yetişkinde ise 9,3 cm’nin altındaki penis boyu patolojik olarak değerlendirilebilir .

Mikropenis tanısında penis boyu ölçümü çok önemlidir. Ölçüm düz bir cetvel ile yapılmalıdır. Ölçüm yaparken glans ucu sıkıca tutularak çekilmeli ve penisin dorsal yüzü boyunca simfizis pubis ile glans ucu arasındaki mesafe ölçülmelidir. Ölçüm sırasında prepusium dikkate alınmamalıdır.Yapılan ölçümler sonucu non-erekte gerilmiş penis boyunun erekte boyla uyumlu olduğu bulunmuştur.

Tanı

Mikropenis olgularının değerlendirilmesindeki en önemli nokta altta yatan nedenin santral veya gonadal orjinli olup olmadığının belirlenmesidir. FM sırasında korpus kavernozumların yokluğu veya rudimenter olduğu tespit edilen vakalarda kavamozumların anatomik konfigürasyonunu değerlendirilmelidir.

Genital muayenesinde gerilmiş penil uzunluğu ölçümüne ek olarak korporal dokuların ve skrotal kesenin boyutları, simetrisi değerlendirilmelidir. Testis boyutu, kıvamı da mutlaka muayene edilmelidir. Eğer primer testiküler disfonksiyon düşünülüyor ise testis lokalizasyonu belirlenmeli ve malign dejenerasyon riski tayin edilmelidir.

Mikropenisli kişilerde ön hipofizin fonksiyonel kapasitesini değerlendirmek için serum kortizol, ACTH, TSH, Growth hormon, tiroid bağlayan globin düzeyi ölçümleri yapılmalıdır. Ayrıca bu testlere ek olarak hipotalamus-hipofiz-gonad aksının bazal fonksiyonunu değerlendirmek için serum FSH, LH ve testosteron düzeylerine bakılmalıdır. Panhipopituitarizme bağlı olarak gelişen hipoglisemi ve adrenal yetmezlik hayatı tehdit edebileceği için hayatın ilk bir kaç gününde düzenli serum glikoz, sodyum, potasyum kalsiyum ölçümleri yapılmalı ve gerektiğinde replase edilmelidir.

Birçok raporda testosteronun penis boyutlarında geçici bir gelişmeye neden olduğu belirtilse de; bunlardan sadece birkaç tanesinde adölesan döneme kadar uzun takipleri vardır. Bu şekilde uzun süreli takipleri olan bir kaç seride ne yazık ki uzun sürede başarısız sonuçlar bildirilmiştir .

Mevcut veriler gözden geçirildiğinde, testosteronun mikropenis tedavisindeki başarısı altta yatan nedene bağlıdır ve hormon replasman  zamanı anlamlı bir şekilde tedavi başarısını etkilememektedir.

Detaylı bilgi ve randevu için tıklayınız.